2020 Avrupa Kupasında olmak ; M.Uzel - Fotomaç Kayseri

2020 Avrupa Kupasında olmak; M.Uzel - Fotomaç Kayseri - Uzel Ajans A.Ş.

Türkiye olarak katılmadığımız 2018 Dünya Kupasını geride bıraktık. Turnuvaya katılan takımlara göz attığımızda “biz niye yokuz bu turnuvalarda diye iç geçiriyoruz her seferinde.

Bu sorunun bir çok cevabı var elbette bu bu yazı dizisinin de ana teması zaten bu. Daha grup maçlarında sıfır çeken Panama ve Mısır başta olmak üzere Suudi Arabistan, Polonya, Sırbistan, Fas gibi bir çok zayıf takım varken, biz neden katılamıyoruz Dünya ve Avrupa kupalarına?

Okay Yokuşlu’nun Celta Vigo’ya gidişini de anlamı buluyorum bu doğrultuda.

Bu sayıyı daha çok artırmamız lazım ama sporcularımızı da hazır göndermek kaydıyla. Aksi takdirde hayal kırıklığı ile geri dönüşler oluyor ve bu cam yakıyor. Bu duruma gene Dünya kupasın’ dan  örnek verecek olursak final karşılaşmasına bakmamız bile yeterli. Hırvatistan ve Fransa arasında oynanan finalde kendi ülkesinde forma giyen tek futbolcu Kylian Mbappe ! O da zaten PSG gibi bir takımda oynuyor. Futbolda başarılı olmak istiyorsanız ülke futbolunu sistemlerle yönetmeniz gerekiyor.

”Sistem, sistem, sistem.. Nedir bu sistem? Herkes diline dolamış. Kolay mı bu kadar sistemi kurmak?” Dediğinizi duyar gibiyim. Gelişmiş ülkelerde ne yapıyorlarsa kendi ülkemize entegre ederek uygulamak imkansız mı Allah Aşkına. Yeter ki, bu doğrultuda samimi çalışmalar yapılsın. Mesela alt yapı antrenörlerinin imkan ve şartları iyileştirilsin ve onların eğitim ve kursları iyi planlansın ki futbolcu temelden iyi yetişsin. Alt yapıya aktarılması mecburi olan yatırımların TFF denetimleri doğru yapılsın da görelim, alt yapılar gelişiyor mu? Ülkemizde her işte olduğu gibi “kılıfına uydurulmaz, yapılması gereken samimiyetle yapılsa” sistem kendiliğinde işler hale gelir.

Alt yapı projeleri en az 5 yıllık planlardır ve 5 yılda meyvesini verir. Bu yaparken de “ben yaptım oldu” mantığından ziyade belirli bir plan program dahilinde yapmak gerekir. Yoksa federasyonu bu yıl BAL Ligi için aldığı karar gibi, ”Ben karar aldım, bu yıl uygulamaya geçiyorum” derseniz bir çok mağdur yaratırsınız.1988 doğumlu ve daha büyük yaşlısı 5 kontenjanlı oynatırken bir anda bu yaş haddini 1990 a çekerseniz, olmaz. Benzer durum gene BAL ligindeki yabancı sayısında da geçerli şu anda. Önceden 2 yabancı hakkı vardı, bu yıl federasyon 1 yabancıya düşürdü. Şimdi 2 yabancı ile sözleşmesi olan takımlar ne yapacak? Daha birkaç yıl önce Süper Ligdeki yabancı sayısında ki değişiklikte de aynı senaryo yaşanmıştı.5+2 olan yabancı sayısını bir toplantıdan sonra 13 e çıkarıyorsunuz. Kendini 5+2 ye göre hazırlamış, futbolcu sözleşmelerini o göre yapılmış takımları da mağdur ediyorsunuz. Sonuç olarak; temelden bir sistem çalışmasına girmek, uzun vadeli planlar yapmak ülke futbolunun kurtuluşu olur. Aksi takdirde bir turnuvaya katılır, akabinde 3 turnuvayı evden izleriz.
2020 Avrupa kupasın da olabilmek ümidiyle...