Yaşama destek verin ; M.Uzel - Sabah Kayseri

Yaşama destek verin; M.Uzel - Sabah Kayseri - Uzel Ajans A.Ş.

Son günlerde yurdun çeşitli illerinden, sokak hayvanlarına yapılan eziyetleri hepimiz ürpererek okuyoruz. En son Erzincan Ordu evinde bir kediye yapılan işkence Türkiye‘yi bırakın dünyayı ayağa kaldırdı. Gün geçmiyor ki yeni bir vahşet olayı ile karşılaşıyoruz. Memleketin her yerinden şiddet ve nefret fışkırıyor. Geçtiğimiz günlerde benimde yönetim kurulunda olduğum KAYHAKDER olarak kahvaltı düzenledik gerçekten yoğun bir talep vardı.. Bu kahvaltılardan elde edilen gelirler sokak havanlarını dernek olarak tedavi ettirdiğimiz veteriner kliniklerine olan borçlarımızı ödemeye çalışıyoruz.

Kayseri’de en büyük şansımız Hayvan sever Valimiz, Belediye Başkanlarımızın olması, yapılan bu kahvaltıda çok duygusal anlar yaşandı.. Sokak hayvanları için her zaman yanımızda olan Kayseri Valimizin Eşi Ayşe Kamçı, dernek başkanımız Nilgün Uzel den plaketini alırken göz yaşlarına hakim olamadılar. Bu da bütün salonu duygulandırdı. İskoçya dan Kayseri’ye gelen dernek başkan yardımcımız Alison Kademoğlu’nu da bir bacağı ampu de edilmiş Tiga isimli köpeğinin yanında bulunduğu semtte sokak hayvanlarının beslenmesi üstlenmiş olup otuza yakın hayvana bakmaktadır. Hayvan sevmeyen dostlarımızın burada tepkilerini görür gibi oluyorum. Onlara şunu söylemek isterim; O kadar eminim ki bir sokak köpeğinin gözlerinin ta içine bakmadığınıza ve yine p kadar çok eminim ki, hayatınızda bir kez bile bir hayvanın başını okşamadığınıza.

Yine o kadar çok eminim ki, Gandhi’nin “Bir toplumun büyüklüğünü ve gelişmişliğini anlamak için, medeniyet seviyesini ölçmek için hayvanlara nasıl muamele ettiğine bakmak yeterlidir ”sözünü hiç duymadığınıza… Gene bazı hayvan sevmeyen dostlarımız derler ki , “önce insan sonra köpek hakları” Böyle bir hak yok. Önce nefes var. Önce can var. Bir kez olsun bir hayvana nefes verebilmiş olsaydınız, aldığınız nefesin de ne kadar değerli ve önemli olduğunu anlardınız.

Dünya ya gelirken bütün canlar ve nefesler eşittir. Sosyal klasifikasyonlar, zikrettiğiniz ayrışımı yapar. Başka bir deyişle hayvan onuru ile insan onuru eşit olup sadece statüleri farklıdır. Tüm hayvanlar kendi aralarında sosyolojik toplumlardır. Ve inanın hepimiz kadar yaşam ve nefes alma hakları vardır. Bu hak Allah tarafından hepimize eşit olarak bağışlanmıştır.

Biz insanoğlunun kendisi hayvanlardan ve bitkilerden hatta daha cüretkar bir deyimle doğa dan dahi üstün görmesine ne büyük bir gaflettir. Şiddetin ilk büyük hedeflerinden biri de ne yazık ki hayvanlardır. Geçtiğimiz günlerde Erzincan da kediye yapılan alçaklığı, Muğla da demir sopa ile köpeğe yapılan alçaklıklar, kuş avlayan çocuk ileride gücü yettiğinde şiddeti bu kez insana yönelir. Sevgi eksiklikleri, insan ruhunda onarılmaz patolojik defektler yaratır. Biblolar nasıl evinizin süsü ise sokaklardaki kedi, köpek, bitkiler ve ağaçlar da sokakların süsüdür.

Duygudan yoksun şehirler, kasabalar istiyorsanız, sokaklarınızı canlılardan yoksun bırakın. Betonlaşma, asfalt rezidanslar ve evler yeteri kadar topraklarımızı işgal etti. İşte bu yüzden hayvanları korumak aslında insanlığımızı korumak ve sahip çıkmaktır. Bu bir kültür ve inanç meselesi ise hayalimizin ve düşlerimizin sonu yok.